09 Temmuz, 2012

Merano - Lienz

Dün akşam Merano'ya geldiğimizde yağmur karşılamıştı bizi oysa bu sabaha ne kadar da güzel bir hava eşlik ediyor :) 

Çok şirin bir otel burası, 3 yıldızlı havasında değil pek çok daha üst sınıf bir otel bence. Bir daha gelsek yine kesinlikle burada kalırız dediğimiz bir otel oldu.




O çok sevdiğim anasonlu ekmeklerden burada da yeme fırsatı bulduğum için mutlu bir kahvaltı yaptım :) Kahvaltıdan sonra odaya gelip toparlanıp çıktık. Aslında gezecek yer  var ama Lienz'e geçmek istediğimiz için motosiklet ile gezmeye karar veriyoruz Merano'yu.







Bisiklet yolunu kapatmış bir minibüs ! Avrupa'da kurallara uymayan birilerini görünce şaşırıyor insan doğrusu...













Helal kesim et satan bir kasap :)





Her yer yeşillik , bu güzellikler içinde keyifle yolculuk yapmak paha biçilemez :)









Wuhuuu :) Biraz sonra karşılaşacağımız virajlar motosiklet kadar olmasa da spor araba ile de zevkli olacaktır :)



Muhteşem virajlar bizi bekliyor...










Serkan yine Türkiye'den geldiğimizi ve nereleri gezdiğimizi anlatacak birilerini buldu sohbetin tadını çıkartıyor. Kırmızı montlu amca Grossglockner'liymiş :D











Yol çok ilginç :) Doğaya mümkün olduğunca zarar vermemeye çalışarak yapmaya çalışmışlar sanki yolu..



Yağmur bulutları bugün de bizimle birlikte anlaşılan...









Uçuyoruuuuum :p





Türkiye sticker'ı yanımıza almadığımız için , elimizdekilerle idare ettik :) Nasıl mı ? 1 adet ambalajında Türkiye yazan kolonyalı mendil ve biraz elektirik bandı bütün problemi çözmek için tüm ihtiyacımız olan şeylerdi :P 

Kolonyalı mendili ambalajın içinden çıkartıp yanlızca Türkiye yazısı kalacak şekilde koparttık ve ta taaa :) İşte Türklerden bir iz :D bunu da ancak biz düşünürdük :)










Acıktık artık öğlen yemeği için bir mola verme zamanı. Değişik birşeyler yemek istiyoruz. Yöresel , lezzetli :) Serkan'ın yüz ifadesinden anlaşılacağı gibi malesef tercihimiz aman aman lezzetli olmamış :) peynirli patatesli makarna topu gibi birşeydi sanırım. İlginçti ama bir daha yiyeceğimi pek zannetmiyorum :D








Yemek molasından sonra Lienz'e doğru devam ediyoruz geze geze. Tünel'de karşılaştığımız motorcuları tünel çıkışında geçiyoruz.




 1-2 dakikaya kalmadan geçtiğimiz motorlardan birisi hızlanıp bizi geçiyor ve kornaya basıp tuhaf hareketler yapıyor. Kaskını gösterdiği anda fark ediyoruz OMM akademiden birisi olduğunu ve Türk plakalı olduğumuz için bizi fark ettiğini.




Müsait bir yerde durup , sohbet edip hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. 

Robert Muğla'da yaşıyormuş ve OMM eğitmeniymiş. Uçakla Almanya'ya gelip buradan motosiklet kiralamış ve tek başına Alpleri geziyormuş. Robert ile farklı yollardan gideceğimiz için burada ayrılıyoruz. 



















Bulutlar hala bizimle ama çok şükür daha 1 damla ile karşılaşmadık :)








Oteller çok keyifli gözüküyor. Aslında içimizden bir ses Lienz'e gitmeyin burada kalın diyor ama tam da karar veremeyip ilk planı uygulamaya devam ediyoruz.












Az sonra tepelerdeyiz :)








Eşiyle birlikte doğa yürüyüşüne çıkmış bir baba görüyoruz bu fotoğrafta :D sırtındaki o kocaman şey ise her ne kadar belli olmasa da bebekleri :)








Aaaa Robert :D Biz bir Passo'dan daha geçmek istediğimiz için rotamız farklıydı ama yine bir yerde kesiştik. O yağmura yakalanmış biz yakalanmadık çok şükür :)




TR plakayı gören şu karşıdaki topluluk gelip "TR nerenin plakası" diye sordu. "Türkiye" cevabını verdiğimizde ise çok şaşırdılar çünkü onların kafasında Türkiye İran gibi bir ülke... Hatta içlerinden birisi şaşkınlığını kelimelere dökerek "ama saçlarınız" dedi bana :D Türkiye'de böyle bir zorunluluk olmadığını , İran olmadığımızı söyledim ben de... 




Robert ile Serkan Fren balatasını kontrol ediyorlar :D 

Arabba'da kalacağı için ve az bir yolu kaldığı için Robert'la artık gerçekten ayrılıyoruz.

































Mc Donalds'ı özlemişiz. Akşam yemeği molası veriyoruz Lienz'in girişinde. Artık geldik ne de olsa. Otel bulup yerleşeceğiz.






Lienz meydanda bir otele gidip fiyat sordum 2 kişi 120€ dedi. Biz bu fiyatları düşünmediğimiz için 1-2 yere daha soralım olmazsa yeniden buraya döneriz dedik. Sonrasında sorduğumuz hiçbir otelde yer bulamadık :( İlk otele yeniden döndüğümüzde o son odanın da verildiğini söylediler kaldık mı Lienz'de otelsiz :D





Yakındaki köylerde buluruz ümidi ile yaklaşık 1-1.5 saat gezdik ama Bisiklet yarışları nedeni ile tüm oteller doluymuş yakın yerlerde de oda bulamadık.

Bu aşağıdaki otel "Dolomiti Golf Resort" adından ve park yerindeki arabaların markalarından da anlaşıldığı gibi sosyetik bir mekan. Girdik sorduk bari burda uyuyalım diye çünkü artık ben pes etmek üzereyim. Kişi başı 160€ dediler :) biz ki iki kişi 120€'yu kabul etmedik 320€'ya mı kalacağız :D Kalmadık tabiki :)






Saat 21.00'i geçiyor biz hala otel arıyoruz şaka gibi :) keşke o sevimli dediğimiz Lienz öncesindeki yerlerden birinde kalsaydık...

Bir otel önünde duruyoruz yine ve yine yer yok.. Artık alıştık ama iyice sinir bozucu bir hal almaya başladı olay :) görevli kız sağ olsun siz motorla yorulmayın dur kalk buradan otelleri arayalım yer olan yere gidersiniz direk dedi çok mutlu olduk. 10km uzaklıkta olan bir pansiyonda yer bulduk ve yeniden yollardayız...



 Artık hava karardığı için fotoğraf çekmeyi bırakıyorum zaten yoruldum da iyice :D pansiyonun adresini navigasyona giriyoruz bize gösterdiği yer bir pansiyon değil...  Bu kadar macera yetmezmiş gibi bir de üstüne yer var dedikleri pansiyona ulaşamıyoruz iyi mi ? 

İnsanlara sora sora arıyoruz ama bu arada olduğumuz yerde neredeyse 5 tur attık :) Serkan bir Bira Evi'ne girip sarhoşun birinden tarif almış saat 22.30 gibi 
pansiyona ulaşmıştık. 

Motosikletten indim pansiyonun kapısına doğru ilerledim ingilizce bilmeyen bir adam telefon işareti yapıp bizi gösterdi heh dedim evet biziz arayıp da gelecek olan o motorlu çift :D

Adam Serkan!a beni takip et işareti yaptı bir ahır'a doğru ilerledik. Ahırın kapısını açtı (yok yok korkmayın orda yatmadık :P ) motosikleti park etmemizi söyledi. Park ettik almamız gereken eşyaları aldık. Adam sonrasında kapıyı yeniden kilitledi ve bizi odaya doğru götürdü. 

Adamın arkasından Serkan kapıyı kilitleyip arkasına topcase'i yerleştirdi :D pansiyon sanki korku filmlerinden çıkmış gibi bir karanlık ve sessizlik içinde ve motosikletimiz de bir ahıra kilitlenmiş durumda olunca bu hareket gayet yerinde bir davranış aslında :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Burgas ve Transfaragan

30 Agustosluk 4 günlük tatilli fırsat bilerek 1 Triumph Trophy,1 AfrikaTwin ve Bmw 1200 Gt ile birlikte Burgaz, Bükreş,Transfaragan, TransAl...