27 Haziran, 2012

Regensburg - Prag - Regensburg

Sabahın erken saatinde uyanıp yine kendimi bilgisayar başına attım :) 15 dakikaya kadar Andi Teyzem ve çocukları yerlerine bırakıp arabayı alıp geri eve geleceğim. Almanyada da araba kullanmadım demem artık :) Bugünkü gezimiz Münih'te olacak ve Serkan'ın Dayısını da alacağımız için motoru dinlenmeye bırakıp arabayla gideceğiz.

Yan çantaların ve Top Case'in içini boşaltıp sadece işimize yarayabilecek 1-2 parça malzeme alıp dün sabah saat 7'de koyulduk yola. Uykulu olduğum için Çek Cumhuriyeti tabelasına kadar fotoğraf çekmemişim hiç :) Bu tabelayı da kaçırmışım zaten Serkan ileriden dönüp geri gelmek zorunda kaldı fotoğrafını çekebilmem için :D


Kaskla ilgili ufak bir sorunum var aslında belli bir süre sonra acaip derecede başım zonklamaya başlıyor. Bu geçen senelerde GAP gezisine gittiğimizde de olmuştu ama sadece 1 gün o yüzden çok önemsememiştim.  Bu gezide ise 2 gündür bu sıkıntıyı yaşıyorum umarım ilerleyen günlerde de devam etmez çünkü başım ağrıdıkça Serkan'a mola verdirip kaskı çıkartıyorum :)


İşte bu şekilde mola verdiğimiz çek cumhuriyeti köylerinden biri. Köyler bakımsız. Evler eski ve yine hiç insan yok :) Bu Avrupa insanları nerede biz tam çözemedik :)







İnsan görünce şaşırıp fotoğrafını çektim belki sonrasında göremezsek diye :P



Mazara yine güzel ve hava biraz kapalı. Prag'a varana kadar sıcaklık 18 - 22 derece arası değişti. Çok üşüdük ben koltuk ısıtmayı bile açtım :) Yağmur yağmaması için çok dua ettim çünkü yağmurlukları yer kağplamasın diye evde bırakıp çıktık, yağmadı çok şükür.




Gofret molası :) Çek avrupa birliğine girmiş ancak para birimizi hala değiştirmemiş. Euro harcayabiliyorsunuz ancak para üstleri genelde kendi para birimleri olan "Koruna" olarak veriliyor. Gofreti aldık para üstü Koruna olarak verildi. 





Ne kadar çok dağ taş fotoğrafı çekmişsin Büşra demeyin bunlar daha eleyip de koyduklarım hergün neredeyse 250'ye yakın fotoğraf çekiyorum :) 








Avrupada benzin için yardım edecek kimse yok herkes kendisi dolduruyor benzinini. Bu sefer ben alayım dedim :) 


Benzini aldıktan sonra Shop'a girip parasını ödüyorsunuz. 620 koruna gibi bir rakam tuttu. Kadın da ingilizce bilmiyor. Elimdeki 100 korunayı gösterdim ve bir de Euro gösterdim "this" and "this" diyorum :D artık hesap mı yapamadı 520 korunayı çevirip para üstü vermeyi mi başaramadı bilemiyorum 20 koruna aldı benden 30€ dedi bir de.



Prag'a geldik bakıyoruz bakıyoruz şehir merkezini gösteren bir tabela yok (varsa da biz anlamadık :) ) etrafa bakıyoruz apartmanlar iş yerleri vs. dedik biz buraları mı gezmeye geldik taaa nerelerden :) Motorcu gençlik kime yol sorar tabiki yine motorcu gençliğe :p Arai Aprilla Yamaha vs gibi pekçok markanın olduğu bir yerde durduk. Önce içeriye girip birşeyler bakıyormuş gibi yaptık :) sonrasında dedik biz kaybolduk nereye gitmemiz gerekiyor şehri gezmek istiyoruz. Bizim Navigasyona gitmemiz gereken yerin adresini yazdılar teşekkür edip çıktık. Hımm bu arada Türkiye'den motosikletle buralara gezmye geldiğimizi söytlemeyi de ihmal etmedik :)




Sık sık bu eski trenlere rastlamak mümkün sanırım kolay bir şekilde heryere ulaşım sağlıyorlar.



Neredeyse her yaya geçitinde ve köşe başlarında rastladığımız Polisler. Bu şekilde durup trafiği izliyorlar. Yaya geçitlerindeki polisler de ellerindeki dur-geç işaretleri ile yayalara karşıdan karşıya geçerken yardımcı oluyorlar.




Gözümüze Nehir kenarında güzel bir restaurant kestirdik ve motosikleti önüne doğru görebileceğimiz bir yere park ettik. Çantalar boş olduğu için yan çantalara kaskları Top Case'e de Serkan'ın montunu koyduk. Hava serin ben hala üşüyorum ne içliğiğmi çıkarttım ne de montumu.



Yemek yediğimiz yerden gözüken manzaralar ;



Yemekten sonra yürüyüş yapıp hem şehri keşfedeceğiz hem de tam Serkan'la benim aramızda uzaklarda minicik gözüken katedrale gideceğiz.



Garson espirili birisiydi. yemeklerimizi seçip "no porg" "domuz eti olmasın" dedikten sonra biraz etrafın tadını çıkarttık. Makarnalarımız geldi garson "Domuzlu olan hanginizindi" diye sorunca bi kitlendik kaldık :) şaka yapmış meğer :) Çok acıkmış olmamızdan olabilir hep unutuyoruz gittiğimiz restaurant'da fotoğraf çekinmeyi işte burada da unutmuşuz.


Yemekten sonra keşfe çıkıp kapalı çarşıyı bulduk. Prag ile alakalı hediyelik çok fazla alternatifin olduğu 15-20 dükkandan oluşan bir yer.



Gördüğünüz gibi işte bir sürü eşya :) Çek Cumhuriyeti ve Prag stickerları alıyoruz. Genelde biz her gezimizde buzdolabı magneti hastalığına yakalanmış gibi sürekli magnet alırdık bu gezide de motosiklet için sticker bakıyoruz sürekli :) 





İlginç bir dilenme şekli... İyi giyimli düzgün birine benziyor yüzü gözükmesin diye yapıyor olabilir diye düşündük :p



Burası ortaçağ büyüsünün yansıdığı "Charles Köprüsü". 15. yüzyılın başlarında inşası tamamlanmış. Köprü boyunca sağlı sollu çok sayıda tezgahta ressamlar deri ve cam ürünleri satan kişiler müzisyenler ve kukla oynatıcıları turistlerin dikkatini çekmek için birbirleriyle yarışıyorlar.




İşte burası da Charles köprüsü pozu :)





Köööprüdeeen geççtiiii geliiiin , Köprüüüden geççti geliiin :)





Yağmur olmayan havada şemsiyeyle dolanan tek turist kafilesi , komik bir görüntü :)  






Artık köprü bitti ve katedrale doğru olan yolculuğumuz başlıyor.


  


Adamdan güzel fotoğraf malzemesi olacağını düşünen ben Serkan'dan rica ettim birlikte fotoğrafınızı çekeyim diye güzel kareler çıktı :) Tam teşekkür edip ayrılacaktık ki yanında duran çantasını gösterip bahşiş istedi :D Bizim de içlikler çantada bozuk paralar da onun cebinde üşendim açıkçası çantayı aç parayı bul vs. Serkan'ın cebinde 1-2 cent varmış adam hiç bakmadı zaten çantayı açıp direk içine attık teşekkür etti :) Az oldu ama kusura bakma kardeş :)







Serkan'dan çok güçlüyüm ben tepeye kadar hiç yorulmadan çıkabilirim pozu :)




ve sonrasında "ay çık çık bitmiyor yoruldum hadi artık" pozu :)



"off daha bir de merdiven mi çıkacağız" :) :) :)




 St.Vitus Katedrali ne gitmek için geçeceğimiz kapının üzerinde biraz korkutucu heykeller var. Araştırığım kadarı ile bu heykeller kötü ruhları kovmak için yapılmış.




Katedral çok büyük tek bir fotoğraf karesine hiçbir şekilde sığdıramadım çok yakında olduğumuz için. Millet yerlerde debeleniyordu düzgün bir fotoğraf çekebilmek için :)



Katedralin çok etkileyici bir mimarisi vardı hem içerisinin hem dışarısının. Serkan'dan kadetralin içini gördükten sonra gelen yorum ; "Mimar Sinan'cım iyi adamsın hoş adamsın da burda da adamlar yapmış be hacı" :)





Burası da cumhurbaşkanlığı binası. Cumhurbaşkanı fotoğrafta gözüken balkondan halka konuşma yapıyormuş hala.



Kadetralin başka açılarda çekmeye çalıştığım fotoğrafları







Honda hornet kullanan Çek Cumhuriyeti polisi



Serkan yürüyüşümüz boyunca ara ara "Nerelere geldik ya biz hem de motorla" diyip durdu :) 



Aldığımız stickerları motosikletimize yapıştırıp otobandan basıp Almanyaya geri dönüyoruz. Bizim şerefimize tertip edilmiş olan 1. geleneksel Eichardt mangal şenliği var :D Teyzemlerin arkadaşı 1 Türk aile gelecekmiş. Biz biraz geç kalabiliriz dedik ama çok da gecikmemek lazım.


Bu arada söylemeyi unuttum yemek yediğimiz yerdeki garsona motosikletin biz gezerken orada kalmasının sorun oluşturup oluşturmayacağını sorduk problem olmaz dedi ama Serkan'ın telefon numarasını da istedi bir şey olursa ararım dedi içimiz rahat gezdik :) 



Ben otobandan gittiğimizde çok sıkılıyorum. Saatlerce yol git manzara da yok o yüzden sabah köy yollarından gittik, hiç otobana çıkmadık. 4 saati buldu o yüzden sabah Prag'a varışımız. Akşam dönüşte otobandan gidelim zaman kaybetmeyelim istedik. Çek cumhuriyetinde otobanlar paralı Almanya'da ücretsiz. Dedik vakitlice gidelim eve parası çok da önemli değil ne yapalım. 2 benzinlikte durup otoban için kart sorduk para geçmiyorsa diye motosikletlere ücretsizmiş Çek'de otobanlar. Yani yolunuz bir gün motosikletle Çek'e düşerse gönül rahatlığı ile otobanı ücretsiz kullanabilirsiniz :)


Öne Çıkan Yayın

Burgas ve Transfaragan

30 Agustosluk 4 günlük tatilli fırsat bilerek 1 Triumph Trophy,1 AfrikaTwin ve Bmw 1200 Gt ile birlikte Burgaz, Bükreş,Transfaragan, TransAl...