28 Haziran, 2012

Regensburg - Münih - Regensburg

Motosikletle değil de arabayla, Serkan'ın dayısını da alarak Münih'e gittik dün. İlk hedefimiz BMW müzesi. Evden çıkarken navigasyona internetten aldığımız adresi yazdık bizi kapısının önüne kadar götürdü gerçekten yurt dışı seyahatleri için olmazsa olmazlar arasında bu navigasyon :) 





İlk girdiğimiz bina galerinin olduğu , yeni 1-2 model motosikletle çeşitli arabaların sergilendiği bölüm (sanırım satış da yapılıyor).



Çok şirin bir araba , kapısı ilginç bir şekilde önden açılıyor :)




İstanbul Borusanda da bir shop var ama buradakinin yanında miniminicik kalır :)





BMW'nin ürettiği araba motorlarının almış olduğu ödüller. 





Müzenin olduğu bina yolun karşı tarafında. Galeri ile müze binası arasına bir köprü yapmışlar hiç yola çıkıp karşıya geçmeye uğraşmadan binadan geçiş yapılabiliyor.



İlk girişte çok sevimli minicik arabalar karşılıyor bizi. Şimdi de olsa keşke böyle arabalar ben çok beğendim kullanması çok eğlenceli olurdu :) 




Müze girişi adam başı 9€'ymuş. İçeride eski arabalar olduğunu görüyoruz ve gerek var mı acaba içeriye girmeye diye düşünüyoruz. Bu arada Müze'nin çıkış bölümünden aşağıya bakınca bu şahane arabalar dikkatimizi çekiyor. Biraz daha yakından bakmak için aşağıya doğru iniyoruz. Müze çıkış turnikeleri bozulmuş "Servis dışı" yazıyor üzerinde. Bir bakıyoruz hiç para vermeden müzenin içindeyiz :D 






Limon gibi bir araba çok sevimli :)






Arabalara dokunmak yasak. Görevliler ara ara dolaşıp dokunanları uyarıyorlar.






Motosikletleri camdan bir bölümde askıda sergilemişler. Çok sayıda arabalara dokunarak yada yaslanarak poz veren olduğu düşünülecek olursa bu iyi bir fikir olmuş bence.




İsdek Abi'nin motoru müzelik olmuş artık :p






Üretmiş oldukları motorlar. Altlarındaki açıklama bölümlerinde güçleri ve üretim tarihleri hakkında bilgiler yer alıyor.



  
Motosikletin vitesi araba vitesi gibi. Giderken bunu değiştirmek biraz zor olsa gerek. Sonradan vitesi sol ayağa aldıkları iyi olmuş :)



Çok keyifle arabalara bakıp eski zamanları yad ediyorlardı sanırım :) 




BMW gezimiz sona erdi ve Olpiyatlara hazırlık aşamasında yapmış oldukları Olimpiapark'ta Meltem ablamla buluşmaya doğru gidiyoruz.




Acıktık Olimpiyat kulesinin yanındaki restaurant'ta birşeyler yemek için sıra beklerken Meltem ablam da geliyor. 







Münih turuna hazırız. Arabayı otoparkta bırakıp metro kullanarak gitmenin en iyisi olduğunu konuşup koyulduk yola.



Metro girişinde bizimki gibi turnikeler yok. Kartını alan insanlar bu kart okutulacak yerlerde okutup direk metroya iniyorlar ve kartı olmayan da binmiyormuş. Bizde turnikeler olmasa kesinlikle böyle bir düzen olmaz. İnsanların hepsinin bu bilinçle hareket etmeyeceğinden eminim :)



Metro biraz eski ama döküntü değil bakımlı. Almanlar bir şey atmayı sevmezlermiş. Bakımlı bir şekilde özenle kullanıp, kullanım ömrünü uzattıkları kesin. 




Münih'te de bisitlet kullanımı oldukça yaygın. Maddi imkanı çok iyi bile olsa insanlar arabayla değil de bisikletle işe gitmeyi tercih ediyormuş. 



Nazi döneminde yapılanlardan ders çıkartmak ve onları tekrarlamamak için sürekli gözlerinin önünde durmasını istedikleri için yaptırmış oldukları bir anıtmış bu.





İngiliz Bahçesi. Meydanı dolaşmamız bittikten sonra gelip burada bir çay-kahve molası vereceğiz.







Opera binası






Belediye binası 





Tuhaf bir şekilde dilenen adam :) Heyke gibi öyle değilmi ? bu şekilde durup değişik sesler çıkartarak insanları yanına çekiyor ve onlarla fotoğraf çektirip para istiyor. Bu dilencilerin devlete vergi ödediğini öğrendiğimizde şaşırdık doğrusu :)





Değişik bir dilenci daha





Fotoğraftaki büfeden motosiklet için Almanya sticker'ı aldık. Büfedeki kız konuşmalarımızdan Türk olduğumuzu anlamış. Konuşmanızı duymasam tahmin etmezdim türk olduğunuzu dedi. Dayımı İranlıya bizi de Amerikalıya benzetmiş Meltem Ablam için sana Türk diyebilirdim belki diyor :)



Çok pahalı mağazaların olduğu bir pasaj. Cüzdan baktım kendime ama daha indirime girmemiş 210€'ydu :) İndirime girdiğinde Meltem ablam 30€'ya kadar düştüğünü söyleyince benim için bir tane almasını rica ettim :)



Çok büyüklerdi ama çok lezzetlilerdi dayanamayıp aldık :)




Dayım ve Serkan içtikleri çaydan çok keyif almasalar da bahçe ve sohbetimiz oldukça keyifliydi. 



Sandalyelerin saçma bir şekilde meydana ve metro çıkışına baktığı tuhaf bir cafe :)



Arabaya bindiğimizde sızmışım bir gözlerimi açtım ki evdeyiz. Çocuklar televizyona ve oyun oynamaya dalmışlar :)




Andi bizim navigasyonu çok beğendi bir tane kendisine almış onun montajı ile uğraşıyorlar.



Dün aynı zamanda Onur'un doğum günüydü. Yanımızda değildi ama biz pasta yapıp o varmış gibi yedik :) Kardeşim doğum günün kutlu olsun :*





Öne Çıkan Yayın

Burgas ve Transfaragan

30 Agustosluk 4 günlük tatilli fırsat bilerek 1 Triumph Trophy,1 AfrikaTwin ve Bmw 1200 Gt ile birlikte Burgaz, Bükreş,Transfaragan, TransAl...